22 Aralık 2010 Çarşamba

CHP ve KIRSAL BELEDİYECİLİK

 

CHP ‘ nin tüm “ Ülke Coğrafyasını Belediyeleştirmek “ hedefi var. Kentliye sunulan tüm hizmetlerin aynısını kırsala, yani köylere ulaştırmak açısından çok önemli bir politika. Bu yaklaşım, CHP ‘ nin Çiftçiye, daha doğrusu köylüye uygulamayı düşündüğü stratejik planın da bir parçası. Bu vesileyle, kırsal kesimde yaşayan İnanlara sadece kaliteli, çağdaş hizmet götürmek değil, o yerleşim birimlerinde yatırım yaparak, istihdam yaratarak, insanları daha üretken kılmak, başka bir deyişle ; “ Köyleri kentleştirmek “ şeklinde ifade etmek olasıdır.

Dolayısıyla, kırsaldan kentlere göç etme istemi de bu suretle ortadan kaldırılmış olacaktır. Çünkü, KIRSAL BELEDİYECİLİK hizmetlerinin, diğer Sosyal Devlet hizmetleriyle entegre edilmesi ve bu birimlerde, CHP iktidarında Devlet Yatırımlarının gerçekleştirilmesi, bu Kırsal Bölgeleri birer cazibe merkezine dönüştürecektir.

Aslında CHP, Parti Programında da belirttiği üzere; iktidara geldiğinde yapacağı “ YEREL YÖNETİM REFORMU “ ile  “ YERELLİK ‘ i “ çağdaş açılımlarıyla yeniden tanımlarken; “ demokratikleşmeyi, modernleşmeyi, çağı paylaşmayı, insan onuruna saygıyı, eşitliği “ temel almaktadır.

CHP, Yerel Yönetimleri, yerel iktidar odakları olarak değil, yerel demokrasi odakları olarak görmektedir. Muhtarlık, İl Genel Meclislerini, Özel İdare Birimleri, Belediye ve Büyükşehir Belediyeleri’ nin gerçekten yeniden tanımlanmasına görev, yetki ve sorumluklarının gözden geçirilmesine gereksinim vardır. Bu Yerel Yönetim Reformunda özellikle muhtarlıklar çok önemli ve etkin bir konuma getirilecektir. Büyük bir coğrafyaya sahip ülkenin, merkezi ve yerel idareler arasındaki görev ve kaynak paylaşımın da yeniden düzenlenmesi gereklidir.

Öte yandan, Sağlık, Eğitim, Sosyal Güvenlik ve buna benzer hizmetlerin sunumlarında olduğu gibi Belediyecilik Hizmetlerinde de bir standardizasyon / norm birliğine, eşitliğe, kaliteye, erişebilirliğe, saydamlığa, elbette ihtiyaç vardır. Merkezi hantal yapının bu hizmetlerin sunumunda başarılı olması mümkün de değildir. Nitekim, kırsaldan kentlere göçmenin ve ülke nüfusunun 2/3 nün kentlerde yaşam savaşımı vermesinin arkasında, “ Kentlerde yaşamın daha kolay ve hizmetin daha nitelikli ve kolay ulaşılır “ olacağı beklentisi vardır.

AKP iktidarında uygulana gelen yanlış politikalarla, kırsal kesimde tarım ve hayvancılıkla yaşamını sürdüren üreticiler, üretemez olmuş; aldığı kredileri ödeyemez hale gelmişlerdir. Dolaysıyla köylerden kentlere göç daha da hızlanmıştır. Sosyal Devlet olgusunu da bitiren AKP, kırsal kesimde ve büyük kentlerin varoşlarına göç eden Anadolu insanına bir “ yoksullaştırma “ ve “ kullaştırma “ programı uygulamıştır adeta. Yatırım programları yerine “ Sadaka Programları “ uygulayarak; insan haklarını ve onurlu yurttaş kavramını da ihlal etmişlerdir.

Oysaki CHP, özgür insan ve bireyi öne çıkarırken, Sosyal Devlet olgusunu ve bunun yükümlülüklerini savunmaktadır.

CHP Parti Programında ; "Cumhuriyet Halk Partisi’nin yerel yönetim vizyonunun odağında insan merkezli bir kentsel ve toplumsal kalkınma anlayışı vardır. Yeni yerel yönetim düzeni; laik cumhuriyetin, ülke bütünlüğünün, çoğulcu demokrasinin, örgütlü toplumun, bireyin gelişmesinin, insan haklarının, bireysel kültürel haklara ve kültürel mirasa duyarlılığın, korunmaya muhtaçların, çevrenin ve tüketicinin korunmasının da güvencesini oluşturacaktır. Yerel yönetimlerin bu ilkeler çerçevesinde faaliyet gösterip göstermedikleri merkezi yönetim tarafından etkin bicimde denetlenecektir. Yerellik kavramı çağdaş boyutta yeniden tanımlanacak, yerel nitelikli hizmetlerin yetki ve sorumluluğu, üniter devletin gerekleri dikkate alınarak, ihtiyaç duyulan yerlerde kaynak ve araçlar da sağlanarak merkezi yönetim tarafından yerel yönetimlere devredilecektir. Bu düzenleme ile yerel konulardaki yetki ve sorumluğun büyük ölçüde yöre insanına bırakılması sağlanmış olacaktır. “ denilmektedir.

Aslında genel anlamda ; Merkezi İdare, norm ve standartları koyup, ülkesel politikaları, stratejik planları yapmalı ve denetlemelidir. Ama hizmeti büyük ölçüde yerel yönetimler yürütmelidirler. Bunun katılımcılığa, çoğulculuğa katkısının yanı sıra Demokrasi ‘mizin gelişmesi ve yaygınlaşmasına da hiç kuşkusuz katkısı büyük olacaktır.

CHP ‘nin Çağdaş / Sosyal Belediyecilik anlayışı; Eğitim, Çevre, Sağlık, Ekonomi, Kentsel Planlama, Kültür/Spor, Sıfır Suç ve Şiddet, Eşitsizlikler ve Sıfır Yoksulluk gibi temel bileşenler üzerine oturtulmaktadır. Yine CHP ‘nin sıklıkla dile getirdiği ve İLO ‘ nun 102 sayılı sözleşmesin ön gördüğü “ AİLE SİGORTASI “ kurumunun kurulması, özellikle KIRSAL kesimde yaşayan yurttaşlar için ayrı bir öneme sahiptir.

Bu anlamda, kırsal kesimde yaşayan ve tarım, hayvancılık, ve diğer dallarda üretim yapan köylülerin, CHP iktidarında,  gerçekten “ Memleketin Efendisi olacakları iddiası çok önemli olsa gerektir. Ama, İktidarı oluşturan da halkın kendisidir.

Kuşkusuz HALK İKTİDARI ‘ na gereksinim vardır.

Hiç yorum yok: