2 Şubat 2011 Çarşamba

CHP, İLKELİ SOL BİRLİK ve HALKIN İKTİDARI

Ülkemizin, anayasal, sosyal, ekonomik, çevresel, etnik, inançsal ve bunun gibi bir dizi ciddi sorunları var.. İşsizler, esnaflar, çiftçiler, gençler, akademisyenler, sağlıkçılar, hukukçular, kadınlar, cumartesi anneleri, herkes dertli ; hasılı Ülke, bir sorunlar yumağına dönüşmüş durumdadır. Kürt ve Aleviler de her dem meydanlarda

Öte yandan, adete Cumhuriyetle hesaplaşan, kuvvetler ayrılığı ilkesini, kuvvetler birliğine dönüştürerek, demokrasiyi askıya almaya çalışan bir AKP hükümeti var karşımızda. Başta dinsel değerler olmak üzere, her kavramı ve tüm değer yargılarını siyasete alet eden bir AKP. Demokrasi adına, demokratik rejimi; hukukun üstünlüğü adına, yargıyı terkisine alan, kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayan bir iktidar.

Yakın zamanda, önce Kürt açılımı diyen ; daha sonra, bölgede ne kadar seçilmiş belediye başkanı ve aydın varsa tutuklatan, naylon kelepçeler taktırarak teşhir eden bir AKP.

Alevi açılımı ve göstermelik çalıştaylar… Hemen arkasından; yargıda dişi tırnağıyla hak ettiği makama gelmiş alevi kökenli yargıçları ağzına alarak, değerli bir adalet eski bakanını diline dolayarak, onları hedef gösteren bir başbakan.

Yani bir yalan senaryosu. Bu yalanan senaryoya takılıp giden, neo- liberaller, 2.cumhuriyetçiler, sözde aydınlar… Bir de “ Yeterli değil ama, EVET “ çiler. AKP ‘nin gerçek yüzünü herkes gömüş olmalı artık.

Türkiye’ nin tüm sorunlarına, ama tüm sorunlarına evrensel bir gözlükle bakarak, analiz edersek; karşımıza şu gerçek çıkmaktadır: Türkiye ‘nin bunca sorunlarını çözecek ve ülkeyi düze çıkaracak tek siyasal partinin, ancak bir SOL parti olabileceğidir.

Barış, Eşitlik, Sosyal Adalet, İnsan Hakları, Çevrenin Korunması, Sürdürülebilir Kalkınma, Adalet ve Hukukun Üstünlüğü, Özgür Birey, Çoğulcu ve Katılımcı Demokrasi, Azınlık Haklarına Saygı, Halkların Kardeşliği, Dayanışma ve Hoşgörü, Emeğin önceliği ve bütünlüğü, gibi evrensel ilkeleri ön çıkaran Çağdaş Sosyal-demokrat bir partiye gereksinim duyulduğu bir gerçektir.

Ancak, bu sorunların öncelikli olanı, ÇOĞULCU VE KATILIMCI DEMOKRASİ ‘ nin ve HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ‘ nün bir an önce inşası olduğu bir gerçektir. Bu Ülke ‘ nin, tüm yurttaşlarının, toplumsal kurumlarının ve tüm sınıfsal katmanların ortak kaygısı ve ortak paydası DEMOKRASİ değil midir ?

Diğer taraftan, Ülke ‘nin temel sorunlarının çözümünde, ana aktörlerinin başında CHP ‘nin olduğunu, tüm sosyal ve siyasal çevreler kabul etmektedir. CHP, ister evrensel bakılsın, ister ülkesel bakılsın bir büyük tarihi yükümlülük ile karşı karşıyadır.

CHP, bu tarihi sorumluluğunun yeterince farkında mıdır ?

CHP, öncelikli olarak Parti Programı ‘ nda ön gördüğü hususların içini ve içeriğini zenginleştirerek ve seçime giderken, gerçek sosyal demokrat kadrolarla seçmenin karşısına çıkmalıdır. Bazılarının iddia ettiği üzere; hafif sağa kaymasına veya bazı sağ kadrolarla yola çıkmasına hiçbir gereksinimi yoktur.

Bu noktada CHP, kendi siyasal müttefiklerini/yoldaşlarını iyi analiz etmeli ve HALKIN İKTİDARI binasını; bu, su basmanı üzerine tesis etmelidir. CHP ‘ nin yatay ve dikey büyümesi, kendi tabanına ve kadrolarına sahip olmasıyla olasıdır. CHP, kendi tabanına egemen olabildiği oranda büyür ve oylarını çoğaltabilir.

O halde, CHP ‘nin doğal tabanı ve müttefikleri kimlerden oluşmaktadır ?

Başta sosyal-demokratlar, sosyalistler, komünistler ilericiler, çevreciler, laikçiler, yurtseverler, Kemalistler, demokratlar, feministler, küreselleşme karşıtları ve diğerleri, şeklinde özetlenebilir. Geniş bir yelpazede yer alan bireyler ve onların siyasal, demokratik ve mesleki örgütleri…

Başka bir deyişle, emeği kutsal sayan ve ezilenden yana tavır alan, katılımcı / çoğulcu ve eşitlikçi demokrasiyi talep eden; siyasal partiler, demokratik kitle kuruluşları, meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları, esnaf kuruluşları, üretici birlikleri, gençlik örgütleri, kadın örgütleri, çeşitli sivil toplum inisiyatif grupları, bilim çevreleri, Kürt dernekleri, Alevi ve Bektaşi kuruluşları, çeşitli kültürel dernekler ve diğerleri CHP ‘nin doğal müttefikleridir.

KENDİ SOL KİMLİĞİYLE GÜVEN VEREN CHP, SAĞ’DAN DA OY ALIR

CHP, cumhuriyetçi/aydınlanmacı ve sol kökleri üzerinde bir büyük şahlanışa geçebilir. Oylarını hedeflediği yüzdeye de taşıyabilir. Hatta, dinci / ırkçı sağın dışında kalan ve DP geleneğinden gelen, sağ görüşü savunan çevreler bile, bu seçim döneminde CHP ‘ ye oy vermeye hazır gibiler. Yeter ki CHP kendi öz kimliğiyle ortaya çıksın ve tüm Ülke ‘ ye; program içeriğiyle ve milletvekili adayları ile güven verebilsin.

CHP öncelikli olarak, bu doğal müttefiklere kulak vermeli, söylem ve eylemiyle onları kendi saflarına almalıdır. Arada kalan ve sayıları azımsanmayacak kararsız oyları veya sandığa gitmekten imtina eden seçmen oylarını CHP ‘ye kazandıracak güçler de bu demokratik ve siyasal müttefik / muhalefet grupları olacaktır. 1970 öncesini ve 1977 seçimlerini anımsayalım…Sandıklara sahip çıkamayan bir parti hiçbir zaman seçim kazanamaz.

Ancak, bu kesimlerin katkıları ve oyları da “ cepte keklik “ değildir. Durup dururken, bu gurupları, seçim çalışmalarının birer gönüllüsü olarak sahaya katmak da mümkün değildir. İlkeli bir duruşa, ilkeli bir birlikteliğe ve heyecana gereksinim olduğu ortadadır.

Yani CHP, kendi programında işaret ettiği üzere; ÇAĞDAŞ BİR SOSYAL-DEMOKRAT parti olarak, Ülke ‘ nin tüm sorunlarını çözmeye aday olduğunu; söylem, eylem ve kadrolarıyla ortaya koymalıdır.

CHP ‘nin sağ söylemlerle veya sağ kadro takviyeleriyle oylarını artıramayacağı ve bu yöntemle iktidar olamayacağı ortadadır. Durup dururken kan uyuşmazlığı yaratmanın gereği de yoktur. Aslında CHP, seçime giderken kendi kadrosuna katabileceği ve solda yer ala gelen; yığınla yönetici, teknokrat, bürokrat, bilim adamı ve iş adamı vardır.

CHP, kendi iktidarını HALKIN İKTİDARI olarak tanımlamaktadır. Bu tanımlamasıyla, kendisinden beklenen ÇAĞDAŞ SOL bir parti olarak, tüm toplum katmanlarını kucaklayarak, Ülke ‘ nin tüm sorunlarını çözmeye aday olduğunun ve bunun sözünü vermektedir.

Kemal KILIÇDAROĞLU ‘nun kurultay konuşmasını anımsayalım. 41 ana başlık altında KILIÇDAROĞLU, CHP ‘ nin temel hedeflerini özetlemişti. CHP, Ülkeyi yönetmeye hazır görünmektedir.

Ya Halkımız ne durumda ?

Seçmen olarak değil sadece. Sorumlu bir birey, bu coğrafyayı ve bu coğrafyada yaşayan tüm insanları seven bir yurttaş olarak; yükümlülüğünün farkında mı ?

Ülke ‘ nin bir yol ayrımına getirildiğinin yeterince farkında mı, halkımız ?

Bence geniş halk yığınları bunun farkında ve Ülkesi adına kaygılı. Kürt ve Aleviler, bu hükümet ve AKP tarafından nasıl istismar edildiklerinin farkındalar elbette. Bu seçimde, muhtemelen AKP ‘ye bunun hesabı da sorulacaktır. Özellikle metropollerdeki bu oyların, bu defa CHP ‘ ye, KILIÇDAROĞLU ‘na verilmesi sürpriz sayılmamalıdır.

CHP dışında kalan ve sol yelpazede yer alan; DSP, TİP, ÖDP, EDP, TKP, EMEP, DSİP, TSİP gibi partiler de partisel çıkarları bir yana bırakarak; antiemperyalist ve antifaşist bir çizgide, halkların kardeşliği, emekten ve ezilenden yana bir seçim platformunu inşa etmelidirler. Bu seçimde, İLKELİ BİR DURUŞU ve BULUŞMAYI gerçekleştirmelidirler. Yarın çok geç olmadan..

Bu bakımdan herkes, CHP ‘ye bir büyük kredi açmalıdır. CHP ‘ nin tek başına HALKIN İKTİDARINI kurması için çalışmalı, oy vermeli ve verdirilmelidir.

CHP, internet (http://www.chp.org.tr/ ) ortamı başta olmak üzere, tüm kanallarını halkın eleştiri ve katkılarına açmış durumdadır. Her türlü eleştiri, katkı ve beklentinler doğrudan veya dolaylı CHP yönetimine iletilmelidirler. Bu iletişim ve diyalog kanallarının açılmasında CHP MYK ‘ sına, yani Genel Başkan Yardımcılarına da büyük görevler düşmektedir.

Çağdaş Sosyal-demokrat partiler, çoğulculuk ve katılımcılık ilkelerinin de bir gereği olarak, toplumun örgütlü kesimiyle bir kan akımı içinde olmalıdır. Bu kan akımı, fikirsel veya kadro bağlamında olabilir ve olmalıdır.

Örneğin; CHP milletvekili adaylarının saptanmasında önseçim yöntemleriyle birlikte; halkın, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odaları, sendikalar ve diğer demokratik muhalefet gruplarının eğilim ve önerilerini de dikkate alacağını söylemektedir. Bu, olumlu bir yaklaşımdır. Mutlaka bu köprü yaşama geçirilmelidir.

Gün birlik günüdür. CHP ‘ nin önderliğinde HALKIN İKTİDARI ‘nı oluşturmak herkesin görevidir. Ya DEMOKRATİK CUMHURİYET, olacağız ya da MONARŞİK CUMHURİYET ‘ e vesile olacak bu genel seçim

Ülke bir yol ayrımında..

Hiç yorum yok: